Mutizm nedir?
Mutizm latince “mutus” yani sessiz, sakin anlamına gelen sözcükten gelir. Mutizm’i iki başlık altında inceleyebiliriz, selektif mutizm ve total mutizm.
Total mutizm daha çok yetişkinlerde görülen, kimseyle konuşmamayla karakterize, psikolojik veya psikiyatri temelli oluşan bir rahatsızlıktır. Sebepleri üzerine ayırıcı tanı uygulamaları yapıldıktan sonra psikoterapi gerektirir. Selektif mutizm ise yaygın olarak çocuklarda görülen bir rahatsızlıktır.
Selektif mutizm erken çocukluk döneminde başladığı düşünülen bir rahatsızlıktır, ancak çocuklar kreş ya da anaokuluna (kindergarten) başlayana dek farkedilmeyebilir.
Eğer çocuk alışılan süreden daha uzun bir müddet, konuşulan dili yeterince anlayabilme ve konuşabilme yeteneği olmasına rağmen, yakın çevresiyle iletişim kurmada ve konuşmada herhangi bir sorun yaşamıyorken, belirli kişilere karşı ve/veya belirli ortamlarda tamamen sessiz kalıyor ise mutizmden şüphelenmek yanlış olmayacaktır. Selektif (seçici) kavramından da anlaşılabileceği gibi çocuklar seçtikleri bazı ortamlar haricinde konuşmazlar. Mutizmli çocukların büyük bir bölümünde sosyal fobi ya da sosyal anksiyete de görülmektedir.
Mutizme sebep olarak birçok etmen gösterilebilir. Örneğin mutizmli çocuklar genetik olarak endişeli olmaya yatkın mizaçtadırlar. Ayrıca çocuğun anne babasındaki çekingen, utangaç ya da aşırı koruyucu tavır da mutizmde etkili olabilmektedir. Mutizm göçmen ailelerin çocuklarında ya da iki dilli ailede yaşayan çocuklarda sık rastlanan bir olgudur. Evde konuşulan ile dış ortamda konuşulan dilin farklılığı bazı çocuklarda bu tarz bir rahatsızlığı tetikleyebilir. Hem dış ortamın dil sebebiyle yabancılığı, hem de ikinci bir dili konuşmanın stresi çocuklarda ketleyici rol oynayabilmektedir. Bu çocuklar eğer yaşadıkları ülkenin dilini iyi bilmiyorlarsa, öğretmen ya da pedagoglar tarafından dil gelişim bozukluğu olduğuna dair yanlış bir tanı da koyulabilir. Bu sebeple çocuğun anadilinde yapılacak psikolojik tanı süreci, burada önemli rol oynamaktadır. Mutizmde görülen konuşmama ve kapanıklık bazı vakalarda otizmle de karıştırılabilmektedir.
Mutizm’de erken tanı çok önemlidir. Çocuğun bu sessizliği devam ederse, endişeleri ve konuşmaya olan güvensizliği artarak devam edecek, bu hem sosyal becelerilerini etkileyecek hem de akademik anlamda başarısızlığa sebep olacaktır. Ayrıca mutizm ne kadar erken fark edilip, tedavi sürecine başlanırsa, tedavinin etkinliği o kadar artmaktadır. Bu süreç aile, pedagog/öğretmen, ve psikoloğun işbirliği içinde yürütmesi gerektiği bir süreçtir.